09MAYIS

Zindandan Mehmed'e Mektup

Toptaşı’nda bir buçuk seneyi doldurdum. Bir çok eserimi orada yazdım. Başta, şiir kitabımdaki ‘Zindanda Mehmed’e Mektup’

                                            Üsküdar, Paşakapısı Hapishanesi, Çarşamba, 7 Ocak 1953
Derdimi hiç kimseye sezdirmeden, ertesi sabah hapsedilecek olan babalarının halinden çocuklarıma hiçbirşey koklatmadan, evimin yatağında sabaha kadar uyanık geçirdiğim 11-12 Aralık gecesini unutabilir miyim? Nur yüzlü oğlum Mehmed’in «baban yarın Ankara’ya gidiyor!» sözüne karşı, yatağın içinde arkasını karyolasının demirine yaslayıp, korkunç bir şüphe sükûtiyle duruşu! Unutturma Allahım!

                                    Üsküdar, Paşakapısı Hapishanesi, Çarşamba, 7 Ocak 1953
Mehmedim, Ömerim, Ayşem, Osmanım! Benim güzel çocuklarım!.. Allahımın bana lûtufları... Ve sen çilekeş kadın, sevgili zevcem!.. Acaba ne yapıyorsunuz şu ânda? Bilsem ki, iyisiniz, hiçbir derdiniz yok, hattâ babanızı, kocanızı da düşünmüyorsunuz; ne bahtiyar olurdum. İyi olurdum, hafiflerdim, kendime gelirdim.

                                               Üsküdar, Paşakapısı Hapishanesi, Çarşamba, 7 Ocak 1953
Zevceme, tarafımdan yazılmasını söylediğim birçok mektuba, Müslümanların hiç birinden cevap yok... Heyhat, heyhat! Bu mu Müslümanlık ahlâkı?